Beş kelime ile, iki harf ile şu âyet-i kerimedeki nihayetsiz kelimat-ı İlahiyeye işaret edip kelamdan, kelimeden Mütekellim-i Ezeliye yüzleri çeviren bahr-i hakaikın bir fihristesi ve âb-ı hayatın menba' ve me'hazı ve ilm-i hakikata mürşid bir nüktedir.
Yedinci Nükte: Vahdetü'l-vücud meşrebinin, bu zamanın esbab-ı maddiye içinde boğulan insanlarına üç mühim büyük zarar vereceğini izah ile ahirinde bir sual ve cevapla Hz. Muhyiddin'in hâdi ve makbûlînden olduğunu ve her kitabında mühdi ve mürşid olmadığını ve kavaid-i ehl-i sünnete muhalif sözleriyle muaheze edilmemesini iş'ar edip, Muhyiddin ve Muhyiddin makamında bazı evliyâ-i azimeye taş atanları iskat eden, adaletperver bir mikyas-ı hakikattır.
Sekizinci Nükte:
اَلْفُ اَلْفِ صَلاَةٍ وَ اَلْفُ اَلْفِ سَلاَمٍ عَلَيْكَ يَارَسُولَ اللهِ * 1
cümlesinin namaz tesbihatında inkişaf eden bir hakikata dairdir. Şöyle ki: Herşeyin ve kâinatın çekirdek-i aslisi zât-ı Ahmediye (a.s.m.) olduğu gibi, herşeyin ruhu ve her menzilin nuru ve her makamın süruru yine bilmüşahede o Zât (a.s.m.) olduğundan her ruh ona (a.s.m.) intisabla canlanacağına ve onunla (a.s.m.) biat yerinde de salatü selam etmekle, rahmet ve selamet bulacağına işaret edip der: "Madem bütün cin ve ins ve melek ve nücumun parlaması onun nuruyla ve onun getirdiği hediye iledir. Onların lisan-ı kal ve lisan-ı hallerinden çıkan intisabın bir mânâsını niyet edip onların namına ve onların adetlerini zikretmekle nihayetsiz rahmete lâyık olan Zât-ı Ahmediyeye (a.s.m.)
اَلْفُ اَلْفِ صَلاَةٍ وَ اَلْفُ اَلْفِ سَلاَمٍ عَلَيْكَ يَارَسُولَ اللهِ
demeye teşvik ve terğib etmekle, salatü selamın kıymet ve ehemmiyetini ve Zât-ı Risaletin (a.s.m.) mahiyet ve kudsiyetini beyan eden, çok mühim ve herkesin muhtaç olduğu bir nüktedir.
Dokuzuncu Nükte:
اَوْ هُمْ قَۤائِلُونَ 2 âyet-i celilesinin قَۤائِلُونَ kelimesinin mânâsı olarak uykunun üç nev'ini ve menfaatli ve zararlı vakitlerini ve sünnet-i seniye dairesindekini gösterdiği gibi, insanın en mühim bir sermayesi olan ömrünün tezyidine ve mühim bir gayesi olan rızkının bereketine yardım eden vakitlerini ders vermekle ahsen-i takvimde yaratılan insanı yüksek ahlâk-ı haseneye çıkarıp ataletten, betaletten kurtarır.
Onuncu Nükte: Nev'i beşerin ağlanacak gülmelerine ait endişe-i istikbal ve akıbetbinlik adesesiyle ve Küllü âtin karîbsırrıyla, hak ve hakikat muvazenesiyle görülen bir vaziyet-i me'yusane ile şa'şaalı bir bayram gecesinde hapishane
Beş kelime ile, iki harf ile şu âyet-i kerimedeki nihayetsiz kelimat-ı İlahiyeye işaret edip kelamdan, kelimeden Mütekellim-i Ezeliye yüzleri çeviren bahr-i hakaikın bir fihristesi ve âb-ı hayatın menba' ve me'hazı ve ilm-i hakikata mürşid bir nüktedir.
Yedinci Nükte: Vahdetü'l-vücud meşrebinin, bu zamanın esbab-ı maddiye içinde boğulan insanlarına üç mühim büyük zarar vereceğini izah ile ahirinde bir sual ve cevapla Hz. Muhyiddin'in hâdi ve makbûlînden olduğunu ve her kitabında mühdi ve mürşid olmadığını ve kavaid-i ehl-i sünnete muhalif sözleriyle muaheze edilmemesini iş'ar edip, Muhyiddin ve Muhyiddin makamında bazı evliyâ-i azimeye taş atanları iskat eden, adaletperver bir mikyas-ı hakikattır.
Sekizinci Nükte:
اَلْفُ اَلْفِ صَلاَةٍ وَ اَلْفُ اَلْفِ سَلاَمٍ عَلَيْكَ يَارَسُولَ اللهِ * 1
cümlesinin namaz tesbihatında inkişaf eden bir hakikata dairdir. Şöyle ki: Herşeyin ve kâinatın çekirdek-i aslisi zât-ı Ahmediye (a.s.m.) olduğu gibi, herşeyin ruhu ve her menzilin nuru ve her makamın süruru yine bilmüşahede o Zât (a.s.m.) olduğundan her ruh ona (a.s.m.) intisabla canlanacağına ve onunla (a.s.m.) biat yerinde de salatü selam etmekle, rahmet ve selamet bulacağına işaret edip der: "Madem bütün cin ve ins ve melek ve nücumun parlaması onun nuruyla ve onun getirdiği hediye iledir. Onların lisan-ı kal ve lisan-ı hallerinden çıkan intisabın bir mânâsını niyet edip onların namına ve onların adetlerini zikretmekle nihayetsiz rahmete lâyık olan Zât-ı Ahmediyeye (a.s.m.)
اَلْفُ اَلْفِ صَلاَةٍ وَ اَلْفُ اَلْفِ سَلاَمٍ عَلَيْكَ يَارَسُولَ اللهِ
demeye teşvik ve terğib etmekle, salatü selamın kıymet ve ehemmiyetini ve Zât-ı Risaletin (a.s.m.) mahiyet ve kudsiyetini beyan eden, çok mühim ve herkesin muhtaç olduğu bir nüktedir.
Dokuzuncu Nükte:
اَوْ هُمْ قَۤائِلُونَ 2 âyet-i celilesinin قَۤائِلُونَ kelimesinin mânâsı olarak uykunun üç nev'ini ve menfaatli ve zararlı vakitlerini ve sünnet-i seniye dairesindekini gösterdiği gibi, insanın en mühim bir sermayesi olan ömrünün tezyidine ve mühim bir gayesi olan rızkının bereketine yardım eden vakitlerini ders vermekle ahsen-i takvimde yaratılan insanı yüksek ahlâk-ı haseneye çıkarıp ataletten, betaletten kurtarır.
Onuncu Nükte: Nev'i beşerin ağlanacak gülmelerine ait endişe-i istikbal ve akıbetbinlik adesesiyle ve Küllü âtin karîbsırrıyla, hak ve hakikat muvazenesiyle görülen bir vaziyet-i me'yusane ile şa'şaalı bir bayram gecesinde hapishane