Lem'alar

Lem'alar, Fihrist, 714. sayfadasınız.

Rububiyyet ve izzetinin muhkem şahidleri bulunan semada, sükûnet içinde sükût, hikmet içinde asla inhiraf etmez bir hareket, hem şemsin müstekarrından müstekarrane cereyanı ve kemâl-i musahhariyet ve mutâvaatla alemlere serptiği nur ve ziya ve füyuzatı; hem kamerin tebdil-i mevasim için burçtan burca şuurdarane hareket-i intikaliyyesi; elhasıl, cemi'-i mevcudattaki mevzun intizamlar, muntazam mizanlar, hikmet-i hassa-i zahire, inâyet-i tâmme-i bahire, takdirat-ı muntazama, mekadir-i müsmire; âcâl-i muayyene, erzak-ı mukannene; nutfeden vücud bulan insan cihazatıyla; yumurtadan husule gelen kuşlar cevarihiyle; tohumdan neşvünema bulan ağaçlar mütenevvi âzalarıyla ve hakeza; umum eşyanın icadının gayet suhuletli tezahüratı; Vücub-u Vücud, Vahid-i Ehad ve Samed'e şehadet ettiğini, ukul-u beşerin derecatına münasip, çok zarafet ve nezaketle ve kanaat-ı tamme verir bir surette beyan eder.
Altıncı mertebe: Cenâb-ı Halık-ı Âzam Hazretlerinin ism-i Celili olan اَللهُ اَكْبَرُ lafza-i Celâl'inin mukteziyatından el-Âdil, el-Hakem, el-Kâdir, el-Alîm, el-Vâhid, el-Ehad, es-Sultân, el-Ezelî Esma-i şerifesinin mevsufu ve bütün eşya kabza-i tasarrufunda olduğunu bunlardaki nizam ve mizanın "Kitâbun Mübîn" ve "İmâmun Mübîn" ünvanıyla iki bab olduğunu ve ism-i Evvel ve Ahir'in tecellisi mebde ve müntehaya bakarak asıl ve nesil, mazi ve müstakbel, emir ve ilim, imam-ı mübine; ve ism-i Zahir ve Batın'ın tecellisi ise, eşya üzerinde Fatıriyyetin ve Hallakıyetin zımnında, kitab-ı mübine işaret ettiklerini ve bu mertebede gösterilecek fevaid-i kesirenin bir kısmı da Otuz İkinci Söz'de izah edilmiş olup burada da icmalen zikrolunduğu mukayyeddir.
Yedinci mertebe: Cenâb-ı Rabb-i Yezdan Hazretlerinin herşeyden ilmen ve kudreten ve rahmeten azamet ve uluvv-ü şanını Hallakü'l-Fettah, Fa'alü'l-Allâm, Vehhabü'l-Feyyaz, Esma ve Sıfat-ı İlahisiyle kâinat, enva-ı mevcudatıyla, Hâlık-ı Âzam'ın Nur-u Cemal'inin tecelliyatına ve ef'al ve kemâlinin inkişafatına izhar ve bu Esma-i Mübarekenin dürbünleriyle mevcudattaki gûnagün cilveleri altında ef'al-i ilahiyyeye ve âsârına nazar-ı ibretle bakılmakla, müsemma-i Zülcelâl'e intikal ve kesb-i ıttıla edilir diye gayet güzel beyan eder.
DÖRDÜNCÜ BAB:.... 517
Birinci fasıl: Hazret-i Hızır aleyhisselâm'ın mühim ve meşhur bir virdini havidir ki; marifet-i İlâhiyye ve tevhidin meratibinden altmış üç mertebeye işaret ederek o mertebelerin herbirisi vahdaniyyeti ve vahdetin iktiza ettiği esma-i hüsnadan tecelli eden âsar ile ef'alini ve ef'aliyle esmasını ve esmasıyla vücub-u vücud ve vahdetini ispat eder.
İkinci fasıl: Ekser eazım-ı evliya ve bilhassa Gavs-ı Âzam'ın (r.a.) her sabah okudukları "Lâ İlâhe illâ hüve'l-Bâki'd-Deyyûm, Lâ İlâhe illâ hüve'l-Hayyu'l-Kayyûm" maba'diyle beraber virdlerinin mebdei olup tâzim ve temcidin intaç ettiği amik tefekküratın çekirdeği hükmünde olan doksan dokuz mertebe-i tevhide bir sünbül-ü mânevî veren meratibden yetmiş dokuz mertebesini münderic bulunan bu fasıl, iki vecihle Zât-ı Akdes'e bakıp biri hâzır ve meşhur vaziyet

Rububiyyet ve izzetinin muhkem şahidleri bulunan semada, sükûnet içinde sükût, hikmet içinde asla inhiraf etmez bir hareket, hem şemsin müstekarrından müstekarrane cereyanı ve kemâl-i musahhariyet ve mutâvaatla alemlere serptiği nur ve ziya ve füyuzatı; hem kamerin tebdil-i mevasim için burçtan burca şuurdarane hareket-i intikaliyyesi; elhasıl, cemi'-i mevcudattaki mevzun intizamlar, muntazam mizanlar, hikmet-i hassa-i zahire, inâyet-i tâmme-i bahire, takdirat-ı muntazama, mekadir-i müsmire; âcâl-i muayyene, erzak-ı mukannene; nutfeden vücud bulan insan cihazatıyla; yumurtadan husule gelen kuşlar cevarihiyle; tohumdan neşvünema bulan ağaçlar mütenevvi âzalarıyla ve hakeza; umum eşyanın icadının gayet suhuletli tezahüratı; Vücub-u Vücud, Vahid-i Ehad ve Samed'e şehadet ettiğini, ukul-u beşerin derecatına münasip, çok zarafet ve nezaketle ve kanaat-ı tamme verir bir surette beyan eder. Altıncı mertebe: Cenâb-ı Halık-ı Âzam Hazretlerinin ism-i Celili olan اَللهُ اَكْبَرُ lafza-i Celâl'inin mukteziyatından el-Âdil, el-Hakem, el-Kâdir, el-Alîm, el-Vâhid, el-Ehad, es-Sultân, el-Ezelî Esma-i şerifesinin mevsufu ve bütün eşya kabza-i tasarrufunda olduğunu bunlardaki nizam ve mizanın "Kitâbun Mübîn" ve "İmâmun Mübîn" ünvanıyla iki bab olduğunu ve ism-i Evvel ve Ahir'in tecellisi mebde ve müntehaya bakarak asıl ve nesil, mazi ve müstakbel, emir ve ilim, imam-ı mübine; ve ism-i Zahir ve Batın'ın tecellisi ise, eşya üzerinde Fatıriyyetin ve Hallakıyetin zımnında, kitab-ı mübine işaret ettiklerini ve bu mertebede gösterilecek fevaid-i kesirenin bir kısmı da Otuz İkinci Söz'de izah edilmiş olup burada da icmalen zikrolunduğu mukayyeddir. Yedinci mertebe: Cenâb-ı Rabb-i Yezdan Hazretlerinin herşeyden ilmen ve kudreten ve rahmeten azamet ve uluvv-ü şanını Hallakü'l-Fettah, Fa'alü'l-Allâm, Vehhabü'l-Feyyaz, Esma ve Sıfat-ı İlahisiyle kâinat, enva-ı mevcudatıyla, Hâlık-ı Âzam'ın Nur-u Cemal'inin tecelliyatına ve ef'al ve kemâlinin inkişafatına izhar ve bu Esma-i Mübarekenin dürbünleriyle mevcudattaki gûnagün cilveleri altında ef'al-i ilahiyyeye ve âsârına nazar-ı ibretle bakılmakla, müsemma-i Zülcelâl'e intikal ve kesb-i ıttıla edilir diye gayet güzel beyan eder. DÖRDÜNCÜ BAB:.... 517 Birinci fasıl: Hazret-i Hızır aleyhisselâm'ın mühim ve meşhur bir virdini havidir ki; marifet-i İlâhiyye ve tevhidin meratibinden altmış üç mertebeye işaret ederek o mertebelerin herbirisi vahdaniyyeti ve vahdetin iktiza ettiği esma-i hüsnadan tecelli eden âsar ile ef'alini ve ef'aliyle esmasını ve esmasıyla vücub-u vücud ve vahdetini ispat eder. İkinci fasıl: Ekser eazım-ı evliya ve bilhassa Gavs-ı Âzam'ın (r.a.) her sabah okudukları "Lâ İlâhe illâ hüve'l-Bâki'd-Deyyûm, Lâ İlâhe illâ hüve'l-Hayyu'l-Kayyûm" maba'diyle beraber virdlerinin mebdei olup tâzim ve temcidin intaç ettiği amik tefekküratın çekirdeği hükmünde olan doksan dokuz mertebe-i tevhide bir sünbül-ü mânevî veren meratibden yetmiş dokuz mertebesini münderic bulunan bu fasıl, iki vecihle Zât-ı Akdes'e bakıp biri hâzır ve meşhur vaziyet