وَاِذَا لَقُوا الَّذِينَ اٰمَنُوا... الخ 1
Altıncı Mesele:
İ'lem eyyühe'l-aziz! Telâffuz fotoğrafıyla alınmış kelâm haritasından istihsal edilen mânânın muhtelif envaı ve mütefavit meratibi vardır. O mânâların bazısı hava gibidir, hissedilir, fakat görünmez. Bazısı buhar gibidir, görünür, fakat elle tutulmaz. Bazısı su gibidir, elle alınır, fakat zapt altına alınmaz. Bazısı sebike gibidir, zapt altına alınır, fakat bir taayyün, bir suret verilmez. Bazısı da muntazam inciye ve meskuk altına benzer, teşahhus eder ve bir suret verilir.
Sonra, garaz ve makamın tesiriyle bazen hevaî olanı tasallub eder. Bazen üç hal bir mânâ üzerinde müdavelede bulunur.
Görmez misin ki, bir emr-i haricînin senin vicdanına yaptığı tesirle kalbin heyecana gelir. Hissiyat havalanmaya; hevâî mânâlar da uçuşmaya başlar. Ondan da müyülât tevellüd eder. Sonra ondan bazısı tahassul eder. Sonra o tahassul edenden bir kısım teşekkül eder. Sonra o teşekkül edenden de bazısı in'ikad ve incimad eder.
Bu tabakaların her birinde bir kısmı in'ikad eder, sübut bulur. Diğer kısmı, harflerin teşekkülü esnasında bazı seslerin muallâkıyeti veya hububattaki tanelerin teşekkülü esnasında onları saran yaprakların muallâkıyeti gibi muallâk olarak kalır. Binaenaleyh, beliğ olanın şe'nindendir ki, garazın taalluk ettiği ve makamın iktiza ettiği ve muhatabın talep ettiği şeyi kelâmın sarahatiyle ifade etsin. Sonra diğer tabakaları da, garaza yakınlık dereceleri nispetinde bir miktarla, kayıtların delâletine, fehvânın işaretine, keyfiyâtın remzine, müstetbeâtü't-terâkîbin telvihine, esâlibin telmihine ve etvâr-ı mütekellimin îmâsına havale etsin.
وَاِذَا لَقُوا الَّذِينَ اٰمَنُوا... الخ 1
Altıncı Mesele:
İ'lem eyyühe'l-aziz! Telâffuz fotoğrafıyla alınmış kelâm haritasından istihsal edilen mânânın muhtelif envaı ve mütefavit meratibi vardır. O mânâların bazısı hava gibidir, hissedilir, fakat görünmez. Bazısı buhar gibidir, görünür, fakat elle tutulmaz. Bazısı su gibidir, elle alınır, fakat zapt altına alınmaz. Bazısı sebike gibidir, zapt altına alınır, fakat bir taayyün, bir suret verilmez. Bazısı da muntazam inciye ve meskuk altına benzer, teşahhus eder ve bir suret verilir.
Sonra, garaz ve makamın tesiriyle bazen hevaî olanı tasallub eder. Bazen üç hal bir mânâ üzerinde müdavelede bulunur.
Görmez misin ki, bir emr-i haricînin senin vicdanına yaptığı tesirle kalbin heyecana gelir. Hissiyat havalanmaya; hevâî mânâlar da uçuşmaya başlar. Ondan da müyülât tevellüd eder. Sonra ondan bazısı tahassul eder. Sonra o tahassul edenden bir kısım teşekkül eder. Sonra o teşekkül edenden de bazısı in'ikad ve incimad eder.
Bu tabakaların her birinde bir kısmı in'ikad eder, sübut bulur. Diğer kısmı, harflerin teşekkülü esnasında bazı seslerin muallâkıyeti veya hububattaki tanelerin teşekkülü esnasında onları saran yaprakların muallâkıyeti gibi muallâk olarak kalır. Binaenaleyh, beliğ olanın şe'nindendir ki, garazın taalluk ettiği ve makamın iktiza ettiği ve muhatabın talep ettiği şeyi kelâmın sarahatiyle ifade etsin. Sonra diğer tabakaları da, garaza yakınlık dereceleri nispetinde bir miktarla, kayıtların delâletine, fehvânın işaretine, keyfiyâtın remzine, müstetbeâtü't-terâkîbin telvihine, esâlibin telmihine ve etvâr-ı mütekellimin îmâsına havale etsin.