Sonra o muallak olan mânâlar harfî (tâlî) ve hevâîdirler. Onlar için mahsus bir elfaz yoktur ve muayyen bir vatan da bulunmaz. Belki o mânâlar, seyyar seyyahlar gibi bazen bir kelime içinde gizlenir. Bazen bir kelâm tarafından emilip içilir. Bazen de bir kıssanın içine karışır. Eğer onları sıksan, اِنِّى وَضَعْتُهَا اُنْثٰى 1 'da damlayan tahassür ve لَيْتَ الشَّبابَ... الخ 2 'de damlayan teessür gibi, temeddüh, hitap, işaret, teellüm, tahayyür, taaccüp, tefahür ve saire takattur eder.
Sonra bu maâni-i mütezahime arasındaki hüsn-ü muaşeretin şartı, inayet ve ihtimamın, esas garaza hizmeti nispetinde taksim edilmesidir. Bu meseleye misâl istersen, surenin başından buraya kadar olan kısım, sâbık şerhlerde geçtiği vecihle açık bir misaldir.
Yedinci Mesele:
İ'lem eyyühe'l-aziz! Üslûp içinde mündemiç olan hayalin hakikat daneleri üzerinde sümbül vermesi şart olduğu gibi; hariciyâtın silsilesinde münderiç olan kanun ve illetlerin mâneviyatta temessül etmesi hususunda da hayalin ayna gibi olması şarttır.
Kütüb-ü nahviyede mezkûr münasebetlerin işlendiği "nahiv felsefesi" de bu kabildendir. Meselâ denilir: Ref' fâilindir. Çünkü kavî kavîyi alır. Diğerlerini buna kıyas et.
Sekizinci Mesele:
İ'lem eyyühe'l-aziz! Sîbeveyh, مِنْ - اِلٰى - ب harfleri ve arkadaşları gibi mânâları teaddüd eden harflerde, mânânın aslı bir olduğunu ve onun zâil
Sonra o muallak olan mânâlar harfî (tâlî) ve hevâîdirler. Onlar için mahsus bir elfaz yoktur ve muayyen bir vatan da bulunmaz. Belki o mânâlar, seyyar seyyahlar gibi bazen bir kelime içinde gizlenir. Bazen bir kelâm tarafından emilip içilir. Bazen de bir kıssanın içine karışır. Eğer onları sıksan, اِنِّى وَضَعْتُهَا اُنْثٰى 1 'da damlayan tahassür ve لَيْتَ الشَّبابَ... الخ 2 'de damlayan teessür gibi, temeddüh, hitap, işaret, teellüm, tahayyür, taaccüp, tefahür ve saire takattur eder.
Sonra bu maâni-i mütezahime arasındaki hüsn-ü muaşeretin şartı, inayet ve ihtimamın, esas garaza hizmeti nispetinde taksim edilmesidir. Bu meseleye misâl istersen, surenin başından buraya kadar olan kısım, sâbık şerhlerde geçtiği vecihle açık bir misaldir.
Yedinci Mesele:
İ'lem eyyühe'l-aziz! Üslûp içinde mündemiç olan hayalin hakikat daneleri üzerinde sümbül vermesi şart olduğu gibi; hariciyâtın silsilesinde münderiç olan kanun ve illetlerin mâneviyatta temessül etmesi hususunda da hayalin ayna gibi olması şarttır.
Kütüb-ü nahviyede mezkûr münasebetlerin işlendiği "nahiv felsefesi" de bu kabildendir. Meselâ denilir: Ref' fâilindir. Çünkü kavî kavîyi alır. Diğerlerini buna kıyas et.
Sekizinci Mesele:
İ'lem eyyühe'l-aziz! Sîbeveyh, مِنْ - اِلٰى - ب harfleri ve arkadaşları gibi mânâları teaddüd eden harflerde, mânânın aslı bir olduğunu ve onun zâil