devam edecek. Tâ Deccala, o hilâfeti, yani saltanat-ı hilâfet, deccalın muhrip eline geçecek." Yani, uzun zaman, beş yüz sene kadar hilâfet-i Abbasiye vücuda gelecek, devam edecek. Sonra Cengiz, Hülâgû denilen üç deccaldan birisi o saltanat-ı hilâfeti mahvedecek, deccalane İslâm içinde hükûmet sürecek. Demek İslâm içinde, müteaddit hadîslerde, üç deccal geleceğine zâhir bir delildir. Bu hadîsteki ihbar-ı gaybî, kat'î iki mu'cizedir:
Biri, hilâfet-i Abbasiye vücuda gelecek, beş yüz sene devam edecek. İkincisi de, sonunda en zâlim ve tahripçi Cengiz ve Hülâgû namındaki bir deccal eliyle inkıraz bulacak. Acaba kütüb-ü hadîsiyede Kur'ân'a, şeâir-i İslâma ait hattâ cüz'î şeyleri de haber veren sâhib-i şeriat, hiç mümkün müdür ki, bu zamanımızdaki pek acîp hâdisattan haber vermesin? Hem hiç mümkün müdür ki, bu acîp hâdisatta Kur'ân'a sebatkârâne, geniş bir sahada, en acîp bir zamanda, en ağır şerait altında hizmet eden ve o hizmetin semerelerini dost ve düşmanları tasdik eden Risale-i Nur şakirtlerine işaretleri bulunmasın?
Said Nursî
ba
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ * 1
2 وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّ لَّةُ وَالْمَسْكَنَةُ âyet-i celilesinin bir nüktesi
Aziz Nur kumandanı ve Kur'ân'ın hâdimi kardeşim Re'fet Bey,
Yahudi milleti hubb-u hayat ve dünyaperestlikte ifrat ettikleri için, her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeye müstehak olmuşlar. Fakat bu Filistin meselesinde; hubb-u hayat ve dünyaperestlik hissi değil, belki enbiya-yı Benî İsrailiyenin
devam edecek. Tâ Deccala, o hilâfeti, yani saltanat-ı hilâfet, deccalın muhrip eline geçecek." Yani, uzun zaman, beş yüz sene kadar hilâfet-i Abbasiye vücuda gelecek, devam edecek. Sonra Cengiz, Hülâgû denilen üç deccaldan birisi o saltanat-ı hilâfeti mahvedecek, deccalane İslâm içinde hükûmet sürecek. Demek İslâm içinde, müteaddit hadîslerde, üç deccal geleceğine zâhir bir delildir. Bu hadîsteki ihbar-ı gaybî, kat'î iki mu'cizedir:
Biri, hilâfet-i Abbasiye vücuda gelecek, beş yüz sene devam edecek. İkincisi de, sonunda en zâlim ve tahripçi Cengiz ve Hülâgû namındaki bir deccal eliyle inkıraz bulacak. Acaba kütüb-ü hadîsiyede Kur'ân'a, şeâir-i İslâma ait hattâ cüz'î şeyleri de haber veren sâhib-i şeriat, hiç mümkün müdür ki, bu zamanımızdaki pek acîp hâdisattan haber vermesin? Hem hiç mümkün müdür ki, bu acîp hâdisatta Kur'ân'a sebatkârâne, geniş bir sahada, en acîp bir zamanda, en ağır şerait altında hizmet eden ve o hizmetin semerelerini dost ve düşmanları tasdik eden Risale-i Nur şakirtlerine işaretleri bulunmasın?
Said Nursî
ba
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ * 1
2 وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّ لَّةُ وَالْمَسْكَنَةُ âyet-i celilesinin bir nüktesi
Aziz Nur kumandanı ve Kur'ân'ın hâdimi kardeşim Re'fet Bey,
Yahudi milleti hubb-u hayat ve dünyaperestlikte ifrat ettikleri için, her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeye müstehak olmuşlar. Fakat bu Filistin meselesinde; hubb-u hayat ve dünyaperestlik hissi değil, belki enbiya-yı Benî İsrailiyenin