Bu geçen yirmi meseleye ilâve edilmiş üç meseleden;
Birincisi: Hem Hazret-i İsa (a.s.), hem her iki deccala 'Mesih' namı verilmesinin ve bütün rivayetlerde
مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ.. مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ * 1
denilmesinin hikmeti izah edilmiş.
İkinci Mesele: "Her iki deccalın harika icraatlarından ve fevkalâde iktidarlarından ve heybetlerinden ve bir kısım bedbaht insanların onlara bir nevi ulûhiyet isnat etmesinden bahsedilmesinin sebebi nedir?" sualine dört vecihle verilen cevabın;
Birinci vechi: Haksız olarak muhabbet-i âmmeye mazhar olan o şahısların nefret-i âmmeye lâyık oldukları;
İkinci vecih: Her iki deccalın istibdat ve zulümde en büyük bir şiddet ve dehşetle hareket edecekleri, hem öyle bir zulüm ki, bir adamın yüzünden yüz köyü birden harap ve binler masumu tecziye ve tehcir ile perişan edecekleri beyan edilmiş.
Üçüncü cihet: Her iki deccal gizli zındıka komünist komitesinin muâvenetini ve kadın hürriyeti perdesi altındaki bir komitenin yardımını ve daha başka aldatmak suretiyle elde edecekleri komitelerin müzâheretlerini kazanarak yapacakları gayet kolay tahripkârâne icraâtlarıyla şahıslarında harika bir iktidar görülmesinin sırları izah edilmiş.
Dördüncü cihet: İstidraca mazhar olan deccalın bütün bütün münkir olduğunu ve bu inkâr-ı mutlakadan çıkan bir cür'et ve cesaretle mukaddesata hücum edeceğini ve yapacağı tahribatın fevkalâde bir iktidar ve bir dehâ eseri zannedileceğini ihbar edip, kahraman ve mücahid ordunun ve dindar milletin ruhundaki nur-u iman ve meş'ale-i Kur'ân'la hakikat-ı hali göreceğini ve o çok dehşetli tahribatı tamire çalışacağını tebşir eder.
Üçüncü Mesele: Medar-ı ibret üç hadisedir.
Birincisi: Hazret-i Ömer'in (r.a.) deccalın suretine karşı gösterdiği hiddet ve adavete mukabil, deccalın Hazret-i Ömer'i (r.a.) senâkârane medh etmesidir.
İkincisi: İslâm deccalı kendisiyle alâkadar zannettiği ve içerisinde
لَقَدْ خَلَقْنَا اْلاِنْسَانَ فىِۤ اَحْسَنِ تَقْوِيمٍ * 2
âyeti bulunmasından وَالتِّينِ وَالزَّيْتُونِ 3 sûresinin mânâsını tekrar tekrar soracağını, halbuki bu sûrenin komşusu olan İkrâ sûresinde اِنَّ اْلاِنْسَانَ لَيَطْغٰى 4 cümlesi
Bu geçen yirmi meseleye ilâve edilmiş üç meseleden;
Birincisi: Hem Hazret-i İsa (a.s.), hem her iki deccala 'Mesih' namı verilmesinin ve bütün rivayetlerde
مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ.. مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ * 1
denilmesinin hikmeti izah edilmiş.
İkinci Mesele: "Her iki deccalın harika icraatlarından ve fevkalâde iktidarlarından ve heybetlerinden ve bir kısım bedbaht insanların onlara bir nevi ulûhiyet isnat etmesinden bahsedilmesinin sebebi nedir?" sualine dört vecihle verilen cevabın;
Birinci vechi: Haksız olarak muhabbet-i âmmeye mazhar olan o şahısların nefret-i âmmeye lâyık oldukları;
İkinci vecih: Her iki deccalın istibdat ve zulümde en büyük bir şiddet ve dehşetle hareket edecekleri, hem öyle bir zulüm ki, bir adamın yüzünden yüz köyü birden harap ve binler masumu tecziye ve tehcir ile perişan edecekleri beyan edilmiş.
Üçüncü cihet: Her iki deccal gizli zındıka komünist komitesinin muâvenetini ve kadın hürriyeti perdesi altındaki bir komitenin yardımını ve daha başka aldatmak suretiyle elde edecekleri komitelerin müzâheretlerini kazanarak yapacakları gayet kolay tahripkârâne icraâtlarıyla şahıslarında harika bir iktidar görülmesinin sırları izah edilmiş.
Dördüncü cihet: İstidraca mazhar olan deccalın bütün bütün münkir olduğunu ve bu inkâr-ı mutlakadan çıkan bir cür'et ve cesaretle mukaddesata hücum edeceğini ve yapacağı tahribatın fevkalâde bir iktidar ve bir dehâ eseri zannedileceğini ihbar edip, kahraman ve mücahid ordunun ve dindar milletin ruhundaki nur-u iman ve meş'ale-i Kur'ân'la hakikat-ı hali göreceğini ve o çok dehşetli tahribatı tamire çalışacağını tebşir eder.
Üçüncü Mesele: Medar-ı ibret üç hadisedir.
Birincisi: Hazret-i Ömer'in (r.a.) deccalın suretine karşı gösterdiği hiddet ve adavete mukabil, deccalın Hazret-i Ömer'i (r.a.) senâkârane medh etmesidir.
İkincisi: İslâm deccalı kendisiyle alâkadar zannettiği ve içerisinde
لَقَدْ خَلَقْنَا اْلاِنْسَانَ فىِۤ اَحْسَنِ تَقْوِيمٍ * 2
âyeti bulunmasından وَالتِّينِ وَالزَّيْتُونِ 3 sûresinin mânâsını tekrar tekrar soracağını, halbuki bu sûrenin komşusu olan İkrâ sûresinde اِنَّ اْلاِنْسَانَ لَيَطْغٰى 4 cümlesi