Şualar

Şualar, Fihrist, 956. sayfadasınız.

اَوَمَنْ كَانَ مَيْتًا فَاَحْيَيْنَاهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْشِى بِهِ فِى النَّاسِ... * 1
âyetidir ki, pek zahir bir işaretle hem cifir, hem mânâca Risale-i Nur'a ve tercümanına bakar.
Beşincisi:.... 847
Birinci mertebedeki Âyetü'n-Nur olan
مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكٰوةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ اَلْمِصْبَاحُ فِى زُجَاجَةٍ اَلزُّجَاجَةُ كَاَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّىٌّ يُوقَدُ مِنْ شَجَرَةٍ مُبَارَكَةٍ * 2
ilâ âhir ki, cifri ve mânâ cihetinde on vecihle Risale-i Nur'a bakar ve baktırır. Diğer üç-dört âyet de, Risale-i Nur'un sâdık şakirtleri ehl-i cennet olacaklarını ve imanlarını kurtaracaklarını ve imanla kabre gireceklerini müjdeli işaret veriyorlar.
Bu Birinci Şua risalesi bir derece setredilmesi ve izhar edilmemesi tavsiye edildiğinden, bu kısacık nümune ile iktifa edildi.
M. Sabri
(Rahmetullahi Aleyh)
SEKİZİNCİ ŞUÂ:.... 885
Bu Şuâ, İmam-ı Ali'nin (r.a.) Kaside-i Celcelûtiye'sinde üçüncü bir kerameti olarak Risale-i Nur'un en nâmdar risalelerini sekiz remiz ile gösterdiğine dairdir.
Birinci Remiz: Risale-i Nur'u tasrih eden تُقَادُ سِرَاجُ النُّورِ سِرًّا بَيَانَةً 3 fıkrasından sonra Süryâni lisanıyla Esmâ-i Hüsnâ'dan istimdât ve suver-i Kur'âniye ile Münâcâtta tam otuz üç sûre ile Risale-i Nur'un mebdei ve çekirdeği olan Otuz Üç Söz'ün adedine garip ve manidar işaret ettiğini ve yirmi dokuzuncu mertebede وَالشَّمْسُ كُوِّرَتْ ile kıyamet ve haşri ispat eden ve harika hüccetleriyle iştihar eden ve gözle görünen bir kerametle meydana çıkan Yirmi Dokuzuncu Söz'e makam ve mânâ itibariyle kuvvetli bir tarzda ve hiçbir itiraza ve vesveseye meydan bırakmayarak parmak bastığını; hem otuzuncu mertebede وَ بِا لذَّارِيَاتِ ذَرْوًا kısmıyla, Otuzuncu Söz nâmındaki Hazret-i İmam-ı Ali'nin (r.a.)

اَوَمَنْ كَانَ مَيْتًا فَاَحْيَيْنَاهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْشِى بِهِ فِى النَّاسِ... * 1 âyetidir ki, pek zahir bir işaretle hem cifir, hem mânâca Risale-i Nur'a ve tercümanına bakar. Beşincisi:.... 847 Birinci mertebedeki Âyetü'n-Nur olan مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكٰوةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ اَلْمِصْبَاحُ فِى زُجَاجَةٍ اَلزُّجَاجَةُ كَاَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّىٌّ يُوقَدُ مِنْ شَجَرَةٍ مُبَارَكَةٍ * 2 ilâ âhir ki, cifri ve mânâ cihetinde on vecihle Risale-i Nur'a bakar ve baktırır. Diğer üç-dört âyet de, Risale-i Nur'un sâdık şakirtleri ehl-i cennet olacaklarını ve imanlarını kurtaracaklarını ve imanla kabre gireceklerini müjdeli işaret veriyorlar. Bu Birinci Şua risalesi bir derece setredilmesi ve izhar edilmemesi tavsiye edildiğinden, bu kısacık nümune ile iktifa edildi. M. Sabri (Rahmetullahi Aleyh) SEKİZİNCİ ŞUÂ:.... 885 Bu Şuâ, İmam-ı Ali'nin (r.a.) Kaside-i Celcelûtiye'sinde üçüncü bir kerameti olarak Risale-i Nur'un en nâmdar risalelerini sekiz remiz ile gösterdiğine dairdir. Birinci Remiz: Risale-i Nur'u tasrih eden تُقَادُ سِرَاجُ النُّورِ سِرًّا بَيَانَةً 3 fıkrasından sonra Süryâni lisanıyla Esmâ-i Hüsnâ'dan istimdât ve suver-i Kur'âniye ile Münâcâtta tam otuz üç sûre ile Risale-i Nur'un mebdei ve çekirdeği olan Otuz Üç Söz'ün adedine garip ve manidar işaret ettiğini ve yirmi dokuzuncu mertebede وَالشَّمْسُ كُوِّرَتْ ile kıyamet ve haşri ispat eden ve harika hüccetleriyle iştihar eden ve gözle görünen bir kerametle meydana çıkan Yirmi Dokuzuncu Söz'e makam ve mânâ itibariyle kuvvetli bir tarzda ve hiçbir itiraza ve vesveseye meydan bırakmayarak parmak bastığını; hem otuzuncu mertebede وَ بِا لذَّارِيَاتِ ذَرْوًا kısmıyla, Otuzuncu Söz nâmındaki Hazret-i İmam-ı Ali'nin (r.a.)